e-GÜVENLİK DERSİ
MODÜL 2
Güvenliğin Temel Kavramları
Ders 2 – Çatışma Çözümü
“Massive Open Online Course on Security” projesi kapsamında NATO PDD tarafından desteklenen bu çevrimiçi ders, Güvenlik Çalışmaları alanında lisans düzeyinde giriş dersi olarak tasarlanmıştır. Temel olarak güvenlik alanındaki kuramsal yaklaşımları, temel kavramları, genel tartışma konularını ve temel güvenlik kurumlarını kısaca tanıtmayı amaçlayan ders, planlanmakta olan serinin diğer derslerine giriş niteliği taşımaktadır. Uluslararası güvenlik alanındaki kuramsal yaklaşımların geleneksel güvenlik anlayışı- yeni güvenlik anlayışı karşılaştırması yoluyla incelenmesi, alanla ilgili temel bilgilerin paylaşılması, disiplinin ele aldığı konuların kapsamlı ve anlaşılır bir yaklaşımla anlatılması ve tüm bunların görseller, videolar, ek okumalar ve tartışma sorularıyla desteklenmesi ile Uluslararası Güvenlik alanıyla ilgilenecek olanlara temel bilgilendirmenin sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca Uluslararası Güvenlik alanıyla ilgili toplumsal farkındalık oluşturmak, disiplinin odaklandığı güvenlik kavramları, sorunları, aktörleri ve sair konularda genel kamuoyunun bilgilenmesini sağlamak ve alanla ilgili ileri düzeyde çalışmalar yürütecek olanlara sağlam bir analiz zemini oluşturmak da amaçlanmıştır.
Hazırlayanlar
“Çatışma Çözümü” – Güvenlik Yazıları / Cihan Dizdaroğlu
Çatışma, en az iki tarafın fikir, hedef veya çıkar ayrılıkları yaşaması ve isteklerinin farklı olması olarak nitelendirilebilir. Bu bakımdan çatışmanın farklı dinamikleri olduğunu söylemek mümkündür. Tarafların çatışma çözümü için ve çatışma süresince kullandıkları yöntemleri tanımlayan davranış kavramı; tarafların birbirlerine dair algıları ve sosyal olgulara verdikleri tepkileri tanımlayan tutum kavramı; çatışmanın hangi koşullarda ortaya çıktığı, tarafların etkileniş biçimi ve çatışmanın sonucunu tanımlayan çatışma bağlamı kavramları çatışmanın dinamikleri olarak tanımlanabilir. Bunlar aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi sürekli olarak birbirlerini etkilerler.
*Bu görsel Cihan Dizdaroğlu, “Çatışma Çözümü”, Güvenlik Yazıları Serisi, No. 19, Ekim 2019’den alınmıştır.
Çatışma çözümü, odaklandığı konular ve çözüm önerileri nedeniyle Barış Çalışmaları’nın bir alt alanı olarak da görülebilir. Bu çerçevede, Çatışma Çözümünün Barış Çalışmaları ile benzer soruları sorduğunu söylemek mümkündür (bkz. Barış Çalışmaları dersi). Bu soruları şöyle sıralamak mümkündür: Çatışmaların altında yatan temel sebepler nelerdir? Çatışmaya sebep olan silahlanma nasıl önlenir? Kalıcı barışı tesis etmek için gerekli kurumsal ve toplumsal konular nelerdir?
Bu sorulardan da tahmin edilebileceği üzere, Çatışma Çözümü, tıpkı Barış Çalışmaları gibi, disiplinlerarası bir bakış açısı ve çalışma yöntemiyle barışı tesis etmeyi amaçlar. Analizlerine katmış olduğu toplum ve devletler arası işbirliği gibi konulardan da görüleceği üzere, Uluslararası İlişkiler ana kuramlarının dışında bir bakış açışı geliştirmiştir. Özellikle yumuşama (detente) dönemi ile birlikte değişen uluslararası ilişkilerin çehresi bu çalışmalarda kendini göstermiştir. Yumuşama dönemi krizleri Çatışma Çözümü alanının kuramsal ve pratikte gelişmesine katkıda bulunmuştur. Çatışma alanlarındaki sorunlar üzerine oluşturulan arabuluculuk kurumları, müzakereler ve çalıştaylar bu duruma örnek gösterilebilir ya da Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs’taki farklı faaliyetleri bunun somut örnekleridir. Benzer şekilde yumuşama öncesi ve sonrasında üniversitelerde açılan çatışma çözümü alanında çalışan enstitüler, merkezler ve eğitim programları da bu görüşü desteklemektedir.
Bu noktada Çatışma Çözümü yaklaşımlarının karşıt taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çatışmaya dönüşeceğini verili kabul ettiğini belirtmek gerekir. Yukarıda da açıklandığı üzere, Çatışma Çözümü temel olarak çeşitli yollarla uyuşmazlığın çatışmaya evrilmesinin önlenebileceğini ve/veya yaşanmakta olan çatışmaları çözülebileceğini ileri sürmektedir. Bu bakımdan çatışma çözümlerinin genel olarak “zorlayıcı” ve “zorlayıcı olmayan” şeklinde ikiye ayrılabilecek farklı yöntemleri olduğunu söylemek mümkündür.
Zorlayıcı olmayan (non coersive) yöntemler, büyük ölçüde çatışan veya çatışma ihtimali olan taraflar üzerinde farklı alanları içerecek şekilde baskı kurulması olarak nitelendirilebilir. Bu yöntem daha çok müzakereler ve diplomasi yoluyla uygulanır. Zorlayıcı (coersive) yöntemde ise müzakereler ve diplomasinin yanı sıra cezalandırıcı ekonomik ve askeri baskı unsurları da uygulanır ve kapsamlı bir baskı ile sonuç alınmaya çalışılır. Bu yöntemlerin şekli ve istenen sonuçları alıp alamadığı ile ilgili olarak akademik yazında çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Yöntemlerin başarısı konusunda fikir ayrılıkları ve tartışmalar olmasına rağmen, başarılı çatışma çözümünün, bütün tarafların görüşleri ve çıkarları dikkate alınarak barışı kalıcı şekilde tesis eden tüm yöntemleri kullanılabilir kabul ettiği belirtilmelidir.






Total Users : 152504
Total views : 292364