e-GÜVENLİK DERSİ
MODÜL 2
Güvenliğin Temel Kavramları
Ders 12 – Hibrit Savaşlar
“Massive Open Online Course on Security” projesi kapsamında NATO PDD tarafından desteklenen bu çevrimiçi ders, Güvenlik Çalışmaları alanında lisans düzeyinde giriş dersi olarak tasarlanmıştır. Temel olarak güvenlik alanındaki kuramsal yaklaşımları, temel kavramları, genel tartışma konularını ve temel güvenlik kurumlarını kısaca tanıtmayı amaçlayan ders, planlanmakta olan serinin diğer derslerine giriş niteliği taşımaktadır. Uluslararası güvenlik alanındaki kuramsal yaklaşımların geleneksel güvenlik anlayışı- yeni güvenlik anlayışı karşılaştırması yoluyla incelenmesi, alanla ilgili temel bilgilerin paylaşılması, disiplinin ele aldığı konuların kapsamlı ve anlaşılır bir yaklaşımla anlatılması ve tüm bunların görseller, videolar, ek okumalar ve tartışma sorularıyla desteklenmesi ile Uluslararası Güvenlik alanıyla ilgilenecek olanlara temel bilgilendirmenin sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca Uluslararası Güvenlik alanıyla ilgili toplumsal farkındalık oluşturmak, disiplinin odaklandığı güvenlik kavramları, sorunları, aktörleri ve sair konularda genel kamuoyunun bilgilenmesini sağlamak ve alanla ilgili ileri düzeyde çalışmalar yürütecek olanlara sağlam bir analiz zemini oluşturmak da amaçlanmıştır.
Hazırlayanlar
“Hibrit Savaş” – Güvenlik Yazıları / Salih Bıçakcı
Hibrit savaş kavramı ile zaman zaman aynı anlamda kullanılan ama farklı yönlere işaret eden başka savaş tanımlamaları bu alandaki çalışmalarda çok seslilik ve zaman zaman kafa karışıklığı yaratmaktadır. Asimetrik savaş, sınırsız savaş, birleşik savaş gibi farklı kavramların hibrit savaş ile dönüşümlü şekilde kullanıldığı çalışmalar mevcuttur. Özellikle sınırsız savaş kavramı hibrit savaşları da içerisine alabileceği varsayımı ile daha kapsayıcı bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Sınırsız savaş kavramının ortaya atılmasının ana nedeni savaşların fiziki sınırlarının ortadan kalkmasıdır. Özellikle küresel terör ve siber tehditler göz önünde bulundurduğunda hibrit savaş ile eş değer kullanımı mümkün gözükmekle birlikte, hibrit savaşın merkezinde konvansiyonel yöntemlerle diğer yöntemlerin bir arada ve eş zamanlı kullanılması varsayımı yatmaktadır.
Hibrit savaş kavramının askeri söylemdeki yeri, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) son yıllarda bu kavramı resmi kaynaklarında kullanması ile artış göstermiştir. Örneğin2011 yılında NATO Dönüşüm Komutanlığı tarafından yayımlanan bir raporda, hibrit tehdit kavramı sadece terör faaliyetlerini değil, farklı uluslararası sorunları da kapsayacak şekilde kullanılmıştır. Bu kapsamda yolsuzluk, göç, uluslararası korsanlık gibi yeni güvenlik sorunları hibrit tehditler kapsamında sınıflandırılmıştır. Aynı rapor, yeni olan hususun bu faaliyetlerin geçmişteolduğu gibi rastlantısal değil, “düşmanlar tarafından uzun vadeli politik hedeflerin gerçekleştirilmesi için kullanılması” olduğunu ifade etmektedir.
2014 yılı boyunca yaşanan ve Rusya’nın bir tarafta Kırım’ı işgal ve ilhakı ile diğer tarafta Doğu Ukrayna’da güvenlik güçleriyle yerel halk arasında gerginliklerin artmasıyla sonuçlanan Rusya-Ukrayna krizinden sonra kavramın bu yöndeki kullanımı daha da yaygınlaşmıştır. NATO eski Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü kapsamlı kampanyayı açıkça hibrit savaş olarak nitelendirmiş ve bunu “Ukrayna’nın yeni hükümetini yıpratmak ve Doğu Ukrayna’daki Rus etkisini devam ettirmek için hesaplanarak uygulanan askerî operasyonlar, gizli operasyonlar ve yoğun dezenformasyon faaliyetlerinin bütünü” olarak tanımlamıştır.
“Eski Savaş, Yeni Strateji: Rusya’nın Yirmibirinci Yüzyıldaki Hibrit Savaş Doktrini ve Ukrayna Krizi’ndeki Uygulaması” Ali Nedim Karabulut
Litvanya Savunma Bakanlığı da 2015 yılında kendi halkını benzer faaliyetlere karşı uyarırken aynı terimi kullanmıştır. Sadece NATO söyleminde değil, ABD Savunma Bakanlığı’nın 2010 yılında yayımladığı dört yıllık Savunma Gözden Geçirme Dokümanlarında da hibrit tehditlere dikkat çekilmiştir. Bunun yanında günümüzde önemli bir tehdit unsuru haline gelen siber güvenlik konuları da sıklıkla hibrit savaş kapsamında değerlendirilmektedir. Nitekim, yine NATO’nun son dönemde siber güvenlik alanında yaptığı çalışmalarda sıklıkla hibrit savaş kavramını kullandığını görmekteyiz. Ukrayna krizinden çok önce 1999 yılında eski Yugoslavya’nın dağılması savaşları bağlamında da bu kavram kullanılmış ve özellikle bilgi savaşı hususuna değinilmişti.
Öte yandan, vekalet savaşları ile ilgili derste de belirtildiği üzere, hibrit savaş stratejileri günümüzde özellikle devlet-dışı aktörler tarafından tercih edilmektedir. Belirsizlik, gizlilik ve şok etkisi gibi unsurlara dayanan bu tür savaşlar yarattığı etkiler ve savaşın maliyetini düşürmesi nedeniyle cazip hale gelmiştir. Özellikle devletlerarası savaşın giderek nadir bir olgu haline gelmesi ve konvansiyonel savaş unsurlarının kullanımındansa bu şekilde asimetrik etkiler bırakan tehditlere başvurulmasına neden olmuştur. Bu gelişmeler zamanla devletleri de etkilemiş, çeşitli devletlerin de bu tür hibrit savaş tekniklerine yönelmelerine neden olmuştur. Buna karşılık NATO gibi uluslararası güvenlik oluşumları da zamanla bu tür tehditlere uyum sağlamış ve aldıkları önlemler ile resmi karşı koyma yöntemleri geliştirmeye başlamışlardır.






Total Users : 150006
Total views : 288323