e-GÜVENLİK DERSİ

MODÜL 1

Güvenliğe Kuramsal Yaklaşımlar

Ders 9 – Uluslararası Politik Sosyoloji ve Güvenlik Çalışmaları

HAKKINDA

“Massive Open Online Course on Security” projesi kapsamında NATO PDD tarafından desteklenen bu çevrimiçi ders, Güvenlik Çalışmaları alanında lisans düzeyinde giriş dersi olarak tasarlanmıştır. Temel olarak güvenlik alanındaki kuramsal yaklaşımları, temel kavramları, genel tartışma konularını ve temel güvenlik kurumlarını kısaca tanıtmayı amaçlayan ders, planlanmakta olan serinin diğer derslerine giriş niteliği taşımaktadır. Uluslararası güvenlik alanındaki kuramsal yaklaşımların geleneksel güvenlik anlayışı- yeni güvenlik anlayışı karşılaştırması yoluyla incelenmesi, alanla ilgili temel bilgilerin paylaşılması, disiplinin ele aldığı konuların kapsamlı ve anlaşılır bir yaklaşımla anlatılması ve tüm bunların görseller, videolar, ek okumalar ve tartışma sorularıyla desteklenmesi ile Uluslararası Güvenlik alanıyla ilgilenecek olanlara temel bilgilendirmenin sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca Uluslararası Güvenlik alanıyla ilgili toplumsal farkındalık oluşturmak, disiplinin odaklandığı güvenlik kavramları, sorunları, aktörleri ve sair konularda genel kamuoyunun bilgilenmesini sağlamak ve alanla ilgili ileri düzeyde çalışmalar yürütecek olanlara sağlam bir analiz zemini oluşturmak da amaçlanmıştır.

Hazırlayanlar

İÇERİK
Uluslararası Siyaset Sosyolojisi alanının güvenlik çalışmalarıyla ilişkisini anlayabilmek için öncelikle Siyaset Bilimi ve Sosyoloji arasındaki bağı anlamak ve oradan da Uluslararası İlişkiler’e geçmek gerekir. Siyaset, insanların özel ve kamusal alanları ile doğrudan ilişkili ve insanların özel ve kamusal alanlarda nasıl yönetildikleri ve nasıl siyasal sistemler kurdukları ile ilgili bir Siyaset Bilimi ise iktidarları, siyasal sistemleri ve refahın toplumdaki dağılımını inceleyen bir bilim dalıdır. Siyaset Sosyolojisi ise, Siyaset Biliminden farklı olarak insan toplulukları içinde veya toplumlar arasındaki güç dağılımlarının neden ve sonuçları ile güç erkinin değişimindeki toplumsal ve siyasal sebepleri inceleyen bir alt bilim dalı olarak nitelendirilebilir. Bu nitelikleri bakımından Sosyoloji disiplininin bir alt dalı olarak da görülebilir. Siyaset Sosyolojisi, toplumlardaki güç dengeleri, iktidar ilişkileri, güç dağılımı ve mücadelelerinin sosyolojik analizini yapan, toplumsal yapıların özellikleri ile ideolojiler ve kültür arasındaki ilişkileri inceleyen bir bilim dalıdır. Bu yönleriyle güvenlik kavramı ile yoğun bir ilişkisi olduğunu söylemek mümkündür.

  Sartori, siyaset sosyolojisinin siyaset bilimciler ile sosyologlar arasında çalışma alanları yaratmasının yanı sıra disiplinler arası bir çalışmayı mümkün kıldığını ileri sürmektedir. Satori, siyaset biliminin ve sosyolojinin ortak alanlarını tanımlarken bu alanların sınırlarını kesin ve net olarak çizmemiştir ve siyaset sosyolojisinin sosyoloji disiplininin bir alt dalı olarak görülmesine karşı çıkmıştır. Buradan hareketle de siyaset sosyolojisinin sosyoloji ve siyaset bilimi arasında köprü görevi oluşturduğunu ileri sürmüştür. Sartori olguları, nedenleri, belirleyici etkenleri açıklamaya çalışırken siyaset biliminin siyasal yapılara, sosyolojinin ise sosyal yapıya odaklandığını söylemiştir. Bu bakımdan ana akım Uluslararası İlişkiler kuramlarına getirilen eleştirilerden “toplumun ve toplumdaki sosyal ilişkilerin ihmal edildiği” konusu Uluslararası Siyaset Sosyolojisi ile giderilmeye çalışılmıştır. Sosyal kuramı ve Sosyolojiyi Siyaset Bilimi ile harmanlayarak çalışan bu disiplin, güvenlik yazınına da yeni yöntemler ve yaklaşımlar katmıştır. Bir başka deyişle, Uluslararası Siyaset Sosyolojisi güvenlik yazınına sosyolojik ve sosyal kuram temelli bir bakış açısı getirmiştir.

  Uluslararası Siyaset Sosyolojisi, Uluslararası İlişkilerde ve Siyaset Biliminde sıklıkla kullanılan ve güvenlik ilişkisinin odaklandığını kavramlar olan toplumdaki güç ilişkileri, iktidar, otorite, anarşi, devlet ve ideolojileri tartışmaya açmıştır. Bunların yanı sıra, ana akım kuramların güvenlik çalışmalarında analizlerine dahil ettiği “istikrar” kavramına sosyolojik bir yaklaşım getirir ve farklı fikirler ortaya koyar. Bunlardan biri Sosyoloji disiplininin önemli düşünürlerinden Max Weber’in otorite-güç ilişkisine bakışıdır. Weber, toplumdaki hiyerarşik itaatin istikrar sağlayıcı bir unsur olduğunu ve bunun mevcut otoriteyi güçlendireceğini ileri sürer. Bu güç ilişkisi içerisinde de üç farklı otorite çeşidi olduğunu ifade eder: Otoritenin güç ile ilişkisinin gelenek, görenek ve inançlara dayandığı, iktidar sahiplerinin meşruiyetini toplumun gelenek, görenek ve inançlarıyla sağladığı “geleneksel otorite”, iktidar sahibi liderin niteliklerine dayanan, bu nitelikleri ile toplumu politikaları için ikna edebilen “karizmatik otorite” ve güç ile otorite ilişkisinde iktidarın yönetme gücünü rasyonaliteden aldığı “yasal-akıcı otorite”.

  İstikrarın sağlanması açısından toplumlardaki güç ile otorite ilişkisinin yanı sıra, toplumların benimsediği devlet türlerine de bakmak gerekir. Siyaset sosyolojisinin temelde devletleri otoriter, totaliter ve demokratik olarak sınıflandırdığını söylemek mümkündür: Her türlü karşı fikrin bastırıldığı veya izin verilmediği güçlü bir lider veya güçlü bir grup tarafında yönetilen otoriter devlet; toplumsal meşruiyetini sağlamamış, toplumdaki kurumları kontrolü ve denetimi altına alan totaliter devlet; toplumun ortak çıkarlarını koruyan, etkili kararlar almaya olanak sağlayan demokratik devlet. Uluslararası Siyaset Sosyolojisi bu sınıflandırmalara, toplumların ve dolasıyla devletlerin statik bir yapıda olmadığı ve zamanla değiştiğini ileri sürerek eleştiri getirmiştir.

  Richard K. Ashley ve R. B. J. Walker bu sınıflandırmalara karşı ve Uluslararası İlişkiler kuramlarının geleneksel egemenlik anlayışlarını eleştirmişlerdir. Bu yönüyle Uluslararası İlişkiler ana akım kuramlarınca eleştirilmeyen veya değişmez kabul edilen kavramlar tartışmaya açılmıştır. Egemenlik, sınırlar, otorite ve güç ilişkisinin tartışmaya açılması ise devlet temelli kuramların, ulusal ve uluslararası arasında ayrım yapan görüşlerin, yönlendirici ve özgürleştirici kuramların da tartışmaya açılmasına sebep olmuştur. Bu yönüyle Uluslararası Siyaset Sosyolojisi güvenlik kavramına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Bu yenilikle birlikte otorite-güç ilişkisi içerisindeki güvenlik elitlerinin politikaları, gücün dağılımı, toplumun gözetimi ve kontrolü ile sınırların gözetimi ve kontrolü gibi konular sadece ülkelere özgü milli güvenlik konusu olarak değil, uluslararası güvenlik konusu olarak da ele alınmaya başlanmıştır.

  Uluslararası Siyaset Sosyolojisi’ne göre ülkelere dışarıdan aldığı tehditler kadar, toplumun siyasal ve ekonomik düzeninin de getirdiği güvenlik tehditleri vardır. Güvenliğin sadece uluslararası bir kavram olmadığı, toplumsal hayatta gündelik bir durum olduğu ortadadır. Bu bakımdan tehdit olgusunun ne olduğu, nasıl oluştuğu, hangi unsurların ve/veya kişilerin korunması gerektiği gibi sorular Uluslararası Siyaset Sosyolojisi’nin güvenliğe yapı-sökümcü yaklaşımının çabaları olarak ortaya çıkar. Bu bakımdan Uluslararası Siyaset Sosyolojisi sadece güvenlik durumlarını değil, güvenlik kavramının ne için kullanıldığını da inceler.

  Güvenliğin hangi politik eylemler için meşrulaştırıldığı veya kullanıldığıyla da Uluslararası Siyaset Sosyolojisinin ilgi alanına girmektedir. Bu yaklaşımıyla, sadece olgularla değil, söylemsel ve eylemsel güvenlik durumlarıyla da ilgilenir. Bu anlayışın ortaya çıkmasında ulusal ile uluslararası arasındaki ayrımının ortadan kalkmasının etkisi olduğu ileri sürülebilir. Zira, bir devletin veya toplumun güvenliği ya da o devlete/topluma yönelik içsel tehditler artık uluslararası nitelik kazanmıştır. Anlaşılacağı üzere, Uluslararası Siyaset Sosyolojisi’ne göre güvenlik devlet tarafından gündelik ve rutin olarak inşa edilen bir durumdur. Buna göre güvenlik pratikte ulusal ve uluslararasını birleştirmiştir.

 
Klasik Güvenlik Kuramları Nelerdir? – Güvenlik Konuşmaları / Doç. Dr. Evren Balta
 



 
Yeni Güvenlik Kuramları Nelerdir? – Güvenlik Konuşmaları / Doç. Dr. Evren Balta
 

  Uluslararası Siyaset Sosyolojisi, Uluslararası İlişkilerdeki güvenlik anlayışına yeni bir bakış açısı getirip, çalışmaların alanını ve bakış açısını genişletmişse de, kuramın ulusal ve uluslararası arasındaki ayrımı tamamen ortadan kaldırması, kuramdaki yazının genellikle toplumsal güvenlik konularına odaklanmasına sebep olmuştur. Toplumsal seviyede güvenliğin nasıl inşa edildiğini ve pratiklerinin nasıl uygulandığını analiz eden bu kuram, Delf Rothe ve Ole Weaver gibi yazarlar tarafından güvenlik teorilerinin alt yapılarını analiz etmediği ve toplumsal düzeyde güvenlik aktörlerine yaptığı vurgular nedeniyle de eleştirilmiştir. Bu bakımdan kuramın güvenlik analizlerinin aşağıdan yukarıya doğru olduğunu söylemek mümkündür.

 
Ek Okumalar
Albert, M., ve Barry B., (2013), “International Relations Theory and the ‘Social Whole’: Encounters and Gaps Between IR and Sociology”, International Political Sociology, 7(2): 117-135. Berling, T.W (2015), The International Political Sociology of Security: Rethinking Theory and Practice (New York: Routledge). Didier, B., ve Walker R. B. J.  (2007), “International, Political, Sociology”, International Political Sociology, 1 (1). Mutlu, C. E., ve Cagla L.(2017), “International Political Sociology of Security Studies”, Guillaume, X., ve Pınar V. (der.), Routledge Handbook of International Political Sociology (Londra ve New York: Routledge)

 
Tartışma Soruları
Siyaset sosyolojisinin temel kavramlarını sıralayınız ? Ulusal ve uluslararası ayrımını Uluslararası Siyaset Sosyoloji bakış açısıyla açıklayınız ? Güvenliğin Uluslararası Siyaset Sosyolojisi’ndeki yeri nedir? Uluslararası Siyaset Sosyolojisi’ne göre güvenlik kim veya kimler tarafından inşa edilir?  

Ziyaretçiler (Visitors)

130784
Total Users : 130784
Total views : 255975